CHP’nin Eğitim Maratonu’nda Mesleki Eğitim ve MESEM Tartışıldı
(ANKARA) –CHP’nin Eğitim Maratonu’nun beşinci oturumu “Mesleki Eğitim ve MESEM” başlığıyla gerçekleştirildi. Oturumda konuşan işçi sağlığı ve iş yeri güvenliği uzmanı Arif Müezzinoğlu, “1.5 milyon çocuk, MESEM’de çalışan çocuk işçidir. 2016 yılında başlayan MESEM, 2021’den sora hızla yaygınlaştı. Küçük ve orta işletmeler zaten meslek hastalıkları anlamında en kötü koşullara sahipti. MESEM’de çalışan çocuklarla bu risk katlandı. 695 çocuk işçi son 10 yılda yaşamını yitirmiştir. 15-25 yaş arası genç işçi kaybımız ise bin 500 genç işçi kaybına ulaşmıştır. Çocuk işçiliği ile mücadele ederken, iş güvenliği ve işçi sağlığı hakkında da konuşmalıyız” dedi.
CHP’nin eğitim alanında yaşanan sorunları ve bu sorunlara ilişkin çözüm önerilerini tartıştığı Eğitim Maratonu, Anıtpark’ta devam ediyor. Maratonun beşinci oturumunda mesleki eğitim ve MESEM’ler tartışıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş başkanlığında gerçekleştirilen oturumda; CHP Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Pınar Uzun Okakın, işçi sağlığı ve iş yeri güvenliği uzmanı Dr. Arif Müezzinoğlu, öğretmen Cemal Ünlü, Enstitü İSMEK Koordinatörü Dr. Canan Aratemür Çimen, CHP Kocaeli Milletvekili Harun Özgür Yıldızlı yer aldı.
“Hepimiz sorumluyuz”
Genel Başkan Yardımcımız Suat Özçağdaş, mesleki eğitimin sorunlarına işaret ederek, MESEM’lerde hayatını kaybeden çocukların tek tek isimlerini andı. Özçağdaş, “9 ayda 9 çocuğumuzu kaybettik. ‘4 gün işe 1 gün okula’ denilen dünyada eşi benzeri olmayan bir sistemde iş öğrenen değil, iş gören çocuklar oldular, Ucuz işçi olarak çalıştırıldılar ve hayatlarını kaybettiler. Beceremediğimiz için işimizi tam yapamadığımız için hepimiz sorumluyuz” dedi.
“MESEM uygulamasına son verin, çocukların güvenliği yok”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Pınar Uzun Okakın, MESEM’lerde yaratılan çocuk işçi sorununa işaret ederek, şu uyarıları yaptı:
“BM Çocuk Hakları Evrensel Bildirgesi ve ILO Asgari Yaş Sözleşmesi ile çelişen MESEM uygulaması, sermayeyi gözetenlerin çocuk işçiliğine yasal kılıf uydurmak için kullandığı bir tür kamu paravanıdır. Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yapılan düzenlemelerle birlikte artık tüm meslek liseleri MESEM açabiliyor. 1.5 milyon öğrencinin 300 bini 18 yaş altı çocuklardan oluşuyor. Ücretleri işsizlik fonu üstleniyor, işverenler hiçbir maliyetle karşı karşıya kalmıyor. Çocuklar esnek çalışma şartlarında çalıştırılıyor. Çocuklar tatil takviminde bile işçilik yapmak zorunda kalıyor. Takip, denetim, iş güvenliği yok. Çocukların sağlığı için uygun koşullar yok, ancak çocuk ölümleri var. Sermayenin menfaatini toplumun geri kalan tüm kesiminin menfaatlerinin önüne koyanlar, MESEM uygulamasına son verin. Çocuk işçiliğine kılıf uydurmaktan vazgeçin. Türkiye’nin ihtiyacı olan nitelikli iş gücünü sağlanması için teknolojik gelişmeleri sahiplenen, politik ve doğru karar alan politikalara ihtiyacımız var.
Montaj ve fabrika işçiliği, mekanik ve makine tasarımcılığı gibi işler geçerliliğini yitirirken büyük veri uzmanlığı, süreç otomasyonu uzmanlığı, yapay zeka uzmanlığı gibi işler ve karmaşık becerilere ihtiyaç duyan meslekler öne çıkıyor. Bugün varlık göstermeyen sektörlerin ortaya çıkacağını hesaba katınca siber ekonomi gibi sektörlerde yaratıcı potansiyellerin üzerinde yükselmekten başka çaremiz ve çıkış yolumuz yok. Küresel Beceri Endeksi Raporu’na göre insan sermayemiz ne yazık ki talep edilen kabiliyetlerle uyumlu değil. Sadece işçi yetiştirmek üzere tasarlanan politikasızlık gömleğinden derhal kurtulmak zorundayız. Eğitim teknolojilerinin etkinliğini fırsat eşitliğini gözeterek tüm fertlere eşit imkanları sağlayarak süreci tamamlamak zorundayız.”
“Sektörün okulla ilişkisinin düzenlenmesi ve takibi gerekiyor”
Öğretmen Cemal Ünlü, kültürel yozlaşmanın mesleki eğitimi tehdit ettiğine işaret ederek, “Okuma ve okuduğunu anlama becerilerinden yoksun öğrencilerimiz var” dedi. Ünlü, eğitimde sektör-okul ilişkisinin kurulması gerektiğini vurgulayarak, “Ne yazık ki bunu sürdürebilecek kadrolar Bakanlık teşkilatında da okullarımızda da yok. Sektör okullara yatırım yapıyor ama o proje bitince beslenemediği için yok oluyor. Sektörün okulla ilişkisinin düzenlenmesi ve takibi gerekiyor” diye konuştu.
Mesleki ve teknik liselere öğretmen yetiştiren teknik bir kurum olmadığını belirten Ünlü, “Mesleki eğitim dediğimiz olay teorik değil uygulamalı bir eğitimdir. Şu an atölye ders saati 6 saate indirildi ve uygulama yok. Uygulama için malzeme, alet edevat gerekiyor. Okullara gönderdiğiniz para ne kadar” diye sordu.
“1,5 milyon çocuk MESEM’de çocuk işçi”
Tıp doktoru, işçi sağlığı ve iş yeri güvenliği uzmanı Arif Müezzinoğlu, çocuk işçiliğin arttığına dikkat çekti. Müezzinoğlu, şunları söyledi:
“1.5 milyon çocuk, MESEM’de çalışan çocuk işçidir. 2016 yılında başlayan MESEM, 2021’den sora hızla yaygınlaştı. Küçük ve orta işletmeler zaten meslek hastalıkları anlamında en kötü koşullara sahipti. MESEM’de çalışan çocuklarla bu risk katlandı. 695 çocuk işçi son 10 yılda yaşamını yitirmiştir. 15-25 yaş arası genç işçi kaybımız ise 1500 genç işçi kaybına ulaşmıştır. Çocuk işçiliği ile mücadele ederken, iş güvenliği ve işçi sağlığı hakkında da konuşmalıyız.”
“Gençlerin yurtdışına gitme tercihlerini geri döndürmeye çalışıyoruz”
Enstitü İSMEK Koordinatörü Dr. Canan Aratemür Çimen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde Bölgesel İstihdam Ofisleri kurduklarını vurgulayarak, “Sadece istihdamı artırmaya çalışmıyoruz, kırılgan grupları da göz önünde bulunduruyoruz. Uzun süreli diplomalı genç işsizliği önemli bir sorun. Bunun tek başına belediyenin kurumları ile çözülmesi imkansız. Gençlerin yurtdışına gitme tercihlerini geri döndürmeye çalışıyoruz. Umut vermeye çalışıyoruz” bilgilerini verdi.
“Eğitimde büyük tahribat var”
CHP Kocaeli Milletvekili Harun Özgür Yıldızlı, ara eleman yetiştirme programında yaşanan usulsüzlüklere değindi. Kocaeli’nde “500 milyonluk vurgun” adıyla basında bir haber yapıldığını kaydeden Yıldızlı, şunları söyledi:
“Kocaeli’nde bir teknik liseye 22 bin üye kaydediliyor. Bu durum Diyarbakır’da bir vatandaşın CİMER’e gitmesi ile ortaya çıktı. Bu programa 1 milyar TL aktarılmış, 500 milyon TL’si hortumlanmış. Bakan Yardımcısı konuyu bildiklerini, soruşturma açtıklarını ve parayı geri alacaklarını söylüyor. Pek alacağını tahmin etmiyorum. Bir yandan vatandaşa kemer sıktırıyorsun, bir yandan ara eleman yetiştirme programı adı altında devlet kaynakları hortumlanıyor. Biz bunu yemeyiz, yedirmeyiz, yedirttirmeyeceğiz.
Denetim yok. Bir program ortaya koyuyorsun, ama denetlemiyorsun. Bu okul müdürünün tek başına becerebileceği bir iş mi? Kim bu müdürün arkasındaki güç? Bunların ivedilikle araştırılması gerekiyor. Danışman firmaların bu işleri belli komisyonlarla yaptıkları söyleniyor. Peki kim bu danışman firmalar? Hangi siyasetçiler bu danışman firmaların arkasında? Her gelen dokuz bakan hepsinin yoğurt yiyişi farklı! Her gelen diğer bakanın yaptığını yazboz tahtasına döndürüyor. Eğitime büyük tahribat yapıyorlar.”